27 Ocak 2015 Salı

Kevaşe



 Uzanıyor kumsalda. Beyaz teni. Ufak ayakları. Güneşi mi izliyor, denizi mi? Bilmiyorum. Ben onu izliyorum. İnce bilekleri ve sıska parmaklarında ki nikotin kokusu ele veriyor geçmişini. Dudakları çatlamış, sürdüğü ruj günlerdir bırakmamış. Göz altlarındaki morluklardan okunuyor son birkaç haftadır neler çektiği. Hangi gecelerde uykusuz kalıp, çarşafın yanışını dinlediği.

 Denizi izliyor kevaşe. Gözleri kadar derin denizi. Belki kumsalı. Havlunun üstünde, beyaz teniyle. Başkalaştırdığı kolların vücudunda bıraktığı izlerle. Kahkahalarla güldükten hemen sonra, gözyaşlarında boğulmanın bıraktığı surat çizgileriyle. Unuttuğu adamların mezar taşları doluyor belki her gece ciğerine. Umursamıyormuş gibi davranıyor ama kevaşe. En büyük sırdaşının boş şişeler olduğunu bile bile.

----------------------------------------

 Depresyon. Stres. Red edilme. Kaybediş. Anksiyete. Hatta ecnebi dilinde telaffuzu oldukça güzel olan ''Coolidge'' efekti. Sokak kedilerini topladım eve. Gitar çalıyorum onlara. Kafamı vurdum. Önce duvara. Sonra üçe. Havalar güzel en azından hala. Bugün biraz yağmur yağdı. Birkaç kadın ağladı. Ben bir resim yaptım. Arkadaşlarımdan biri de intihar etti. Uzun süre önce bir sokak karşılaşmasında bahsetmişti sonundan ve yakınlığından. Dinlememiştim pek. Sevgilim vardı. Buluşmaya gidiyordum. Sevdiğimi sanıyordum. Hala sanıyorum. Hala özlüyorum. Birilerini çok özlüyorum ama kim olduğunu pek bilmiyorum. Kedilerim klavyemde geziyor. Havlıyorlar beynimin içinde. Biraz daha benzin içip, iki duble daha raks edeceğim cesetini becerdiğim anıların mezarları üstünde. Karnı acıkmış kedilerimin meğerse. Kafam kızgın. Biraz soğusun. Yedirteceğim hepsine. Şimdi parmaklarımı kırmadan - ya da boynumu - gidip bir sigara yakmalıyım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder