5 Ekim 2012 Cuma

İyi bir son



'' Hadi kendimize yakışır bir son izlettirelim insanoğluna''

Önce perdeler kapanır, ışıklar söner. Alkışlayan eller yavaşlar ve emekliye ayrılır. Hayatların fon müziği çalmaya başlar arka planda. İnsanlar giriş yapan müziğin ne olduğunu tahmin etmeye çalışır son kez, kırmızı koltuklarından kalkıp kendi alışagelmiş müziklerini dinlemeye devam etmeden önce. Kaslarında yeterli gücü toplayıp ayağa kalkanlar unutmuştur bile çalan şarkıyı, ne ifade ettiğini veya solistin nasıl intihar ettiğini.

Epik sessizliğin başıboş dolaştığı salonda perde bir anda gıcırdayarak açıldı. İçerideki nemden ve sıcaktan kıpkırmızı olmuş suratlar perdeye döndü. Sahnede 1.90 boylarında, cılız, vitaminsiz, çirkin ve sarı dişleriyle kırmızı suratlara sırıtan bir adam, thompson marka 2. dünya savaşının kanlı kahramanı olan bir makinalı tüfeğiyle dikiliyordu. Ağzında duran çizik dolu salyalı kibriti yavaşça ağzının ucuna dil hareketleriyle getirmeye çalıştı. Seyirciler nefes dahi almıyordu. Adam ağzındaki kibriti yere tükürüp, ağzını omzunun yardımıyla sildikten sonra namluyu seyircilere doğru yöneltti. Hafifçe namluyla koltukları göstererek korku dilinde '' oturun '' dedi. Kırmızı yüzler yerini tedirgin ve safkan beyaz suratlara bıraktı. Adam ağzındaki dikişleri yırtarcasına esnedi ve kırık sesiyle konuşmaya başladı.

'' Siz.. Bağlı olduğu devletten, sahip olduğu kasadan ve ait olduğu kocalarından para alan değersiz et parçaları. Fırsat verilse cennetten toprak alacak, hakkı olsa para için Tanrı'sını satacak soysuzlar. Banka hesabınızdaki kredi size sadece daha büyük bir kavanoz almaya yeter. Kendinizi daha büyük kavanozlarda daha mı özgür sanacaksınız? Size iyi bir haberim var, şimdi sizi okyanusa salıyorum. Haydi yüzün sizi sefil balıklar ! ''

25-30 saniye ardından sarjörün boşalma sesi duyuldu. Sessizlik ve uğultu saklandığı yerden çıktı. Beyaz suratlar tekrar kırmızıya boyandı. Kan bu sefer derilerinin altındaki damarlarda değil, yaşlılığın verdiği derin yüz hatlarında buluştu. 25 leş koltukta oturuyor, 25 ruh havada uçuşuyordu. 1 adam ise elindeki tüfeği yere atıp başka bir tabancayı belinden çekmekle meşguldü. Tabanca 6 patlar bir revolverdı. 5 mermi yuvası dolu 1'i boştu. Oyunları tersinden oynamayı severdi. Tabancayı dudaklarına götürdü ve öptü. Annesinin onu öptüğü gibi öptü sonunu. 3 saniye içinde kafasına dayadı ölümü ve gıcırdayan tetiği çekti.

5 saniye sonra sahnenin ortasındaki adam diz çöktü ve ağlamaya başladı. Fısıldıyordu içten içten. '' İyi bir son veremedim '' diyordu. İyi bir son veremedim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder