5 Temmuz 2014 Cumartesi

Yine bakmadı Dorothy!



 Benim bipolarım bozulmuş, sende yenisi var mı? Elimde hep siyah kalmış bu gece, sende kırmızı var mı? Bak yalnızlık sarmış yine dört bir yanımı, sende fazladan seviş var mı? Ah sevgili, söyleyemediğim o kadar kelime bıraktın ki geride... Sende söylenmiş olanlarından var mı? Benden sonra seviştiğin adamlardan kalan artıklarla da yetinirim ben. Öyle bir durumdayım ki, bazen ellerim titriyor. Aşksızlıktan, sensizlikten.. Sabah 9'da dönüyorum genelde eve. Uyuyorum sonra da.

 İnsan vücudu kaldıramaz hem gece hem de gündüzü aynı günde yaşamayı. Ben kaldırabiliyorum sevgili. Ama az kaldı yıkılıp yok olacağım.  Tıpkı rüyayla gerçek arasında kalmak gibi. Sensizliği alkolle, denizle, kahkahayla bedenimden atabileceğim bir geceden, yine sensiz geçireceğim bir güne adım atmak. O yüzden gündüzleri uyuyorum. Uyumadan önceyse bir piyano gibi gezdiriyorum ellerimi bu tuşlarda. Yazıyorum. Belki üstüne alınırsın diye. Belki gelirsin diye. Ben seni aslında hiç özlemiyorum. Sana ihtiyacım var. Bundan nefret ediyorum. Tıpkı eroin gibisin. Karın ağrımı bir tek sen geçiriyorsun!

 Çernobil nükleer reaktörünün patlamasıyla etrafa yayılan radyasyona maruz kalan bebek mamaları ile beslenen ve gerek zihnen, gerekse bedenen hasara uğrayanların oluşturduğu kuşağı biliyorsun değil mi sevgili? X kuşağı. Kayıp kuşak. Loss of Innocence. Ve onların o güzel mottoları; I'm not a target market!

 Hala müzik dinlerken seni, sigara içmeyi, boş bir sokakta yalnız başıma yürümeyi, seni, yazı yazmayı, göğe yükselip düşmeyi, parçalanmayı, ciğerlerimi doldurmayı, duvara, boyuta, Tanrı'ya yumruk atmayı istiyorum. Hedef kitlen artık ben değilim biliyorum Tanrı'm. Ama bana en azından son bir şans ver.. Bari bir dal ver.. Nasıl bastırmalıyım o zaman acımı? Daha fazla uyuşturucu mu, daha fazla uyku mu, daha fazla umursamazlık mı, daha fazla kaçış mı? Bunlar beni bir gerizekalıdan başka bir şey yapmıyor Tanrı'm! Radyasyona maruz kalmış bebek mamalarından da yemedim ben! 80'lerde de doğmadım! Peki neden Tanrı'm, neden benim ruhum sakat doğdu? Neden kalbimi kaybedecek kadar sakar doğdu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder