Kırmızıdan nefret ederdim. Senin adın kırmızıydı. Siyahlarımla geldim sana. Çıkarmadan giremedim evine. Kapı önünde duruyor şimdi, üstüne basarak giydiğim siyahlarım.. Değer vermediğimden değil. Ben böyle alışmışım çocukluktan. Ya çalınırsa siyahlarım? Ya alınırsa benden tüm karanlıklarım? Hani korkmazdım ben? Hani nefret ederdim kırmızıdan? Ulan ne çok soru soruyorum!
Sen seversin çalmayı. Maviden deniz sesini, yeşilden çimen kokusunu. Sen bilmezsin. Benim siyahımdan sana yar olmaz. Neyini alacaksın. Siyahtan Tolga'nın acılarını mı? Korkularını mı? Kabuslarını mı? Yas tutuyorum ben. Acı çeken milyonlara yas. Kaldırabilir misin?
---------------------------------------------
İsa'nın Kadınları bitti.
---------------------------------------------
Gözlerime baktı. Seni seviyorum diyordu gözleri. Benim düşüncem uzaktı belki bakışlarından. Ama öyle bir baktı ki yaklaştım. İki gözünün arasında ki boşluğa sığdı kelimelerim. İki gözüne aynı anda bakmamı engelleyen boşluğa. Tuttum elinden. Hadi dedim Hadi gidiyoruz! Yükseldik. Çıktık bulutlara. ''Bak'' dedim ''dünya bu!''
''Ben her gece izliyorum buradan dünyayı. Şu sokakta tacizciden kaçan kızları, uyuşturucu içen gençleri, öpüşen çiftleri. Görüyorsun değil mi?'' Parmağımla bir adamı gösterdim. 35 40 yaşlarında kötü giyinimli, dilenci tipli bir adamdı. Apartmana doğru yürüyordu. ''İyi izle şimdi. Her gece 3 de buraya gelir..'' Adam üstünde ki pis şeyleri çıkartıp sokağa attı. Pantolonunu çıkardı. Siyah poşetin içinden siyah takım elbisesini çıkarıp, giydi. Saçlarını, sakallarını taradı. '' Görüyorsun değil mi?'' Arabasına binip gitti. Işıklarda yanına camlarını silmek için dilenci çocuklar geldi. Hepsine küfür edip, üstlerine sürmeye çalıştı. Bir kadını döven adamı gösterdim bir tarafta, çocuğunu evden atan babayı. Tenha sokakta hala devam eden cinsel ilişkiyi. Travestinin bıçak çektiği gençleri. Her şeyi gösterdim. ''Ne kadar acınası değil mi? Mahvolmuş hayatlar, mahvolduklarını bile bile mahvolmaya devam eden yaşamlar. Kendime geliyorum dünyaya baktıkça. Benden daha acınası halde insanlar var diyorum. En kötü olmadığımı anlıyorum.''
Baktı bana uzun uzun. ''Hayat işte'' dedi, ''Takma kafaya''. Bulutların üstüne uzandı sonra da ''Ne kadar uzak hala yıldızlar.. Ve ne kadar çoklar!!'' diye bağırdı kollarını açarak...
Kıstım gözlerimi. Şaşırdım, bu kadar hızlı dünyaya sırt dönmesine. Aşağıya baktım. Onca sene geldim buraya. İzledim. Gördüm acıları, kazıkları, kabusları, sevgileri, yarına bırakılmış yalan aşkları, sahte öpüşlerden gerçek tecavüzleri. Nasıl? Nasıl ''Hayat işte'' denir ki?. Sonra yukarı baktım... Gökyüzüne. Gülümsedi bana ay. Ne kadar zaman oldu bakmayalı gökyüzüne? Ne kadar zaman oldu hayal kurmayalı yıldızların altında. O kadar çok.. O kadar uzak.. Hiçbir zaman benim olamayacaklarmış gibi.. Aynı zamanda hep bana aitmiş hissi.. Eğdim kafamı son kez. Baktım dünyaya. Gülümsedim. Dudak kenarlarımda ki derinliğe dolmak için gözümden bir yaş damladı. ''Hayat be'' dedim. Titriyordu sesim. Uzandım bende bulutlara. Tuttum elini. İstediğimi gördüm yıldızlarda. Güldük tüm gece. Hayal kurduk, eski sevgililerimize, eski dostlarımıza, memleketimizden anılara benzettik yıldızları. O konuştu. Ben daldım gittim uzak dünyalara. Dinledim onu
------------------------------------------------
Ölülerin atıldığı denizi gösterdim. ''Söyle'' dedim.
''Söyle! Suyun kaldırma kuvvetine yenik düşen cesetlerden biri olmaktan bıktım. Sen okyanusların en karanlık dehlizinde parlayan inci. Bense bataklığın içinde ki kemik parçaları. Söyle hadi!''
Duymadı beni. Çünkü konuşmadım. Ağzımı bile açmadım. Çığlık atan gözlerine bağırdım gözlerimle. Onun gözleri ''Boğarım seni!'' diyordu. ''Boğarım bizi o denizde.''
Düştüm. Onu rüzgarlar tuttu. Beni betonlaşmış denizin bıçaktan dalgaları. ''Seni Seviyorum'' diye haykırdım dalgaların arasında. ''Seviyorum ulan! Ne denizin karanlığı ne gökyüzünün aydınlığı. Bakma bana öyle. Hepsinin amına koyım! Bakma, sakın öyle bakma !''
Sokaktan geçen simitçi bakıyordu bana. Karşımda duran boş banka, sigara dumanına sustum. Kulaklarımdaydı ''seni seviyorum'' diyen sesi.
------------------------------------------------
Getirin lan bana kolunu kanadını kırdığım sevdiğimi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder