"There once was a tiger striped cat. This cat died a million deaths, revived and lived a million lives, and he was owned by various people who he didn’t really care for. The cat wasn’t afraid to die. Then one day the cat became a stray cat, which meant he was free. He met a white female cat, and the two of them spent their days together happily. Well, years passed, and the white cat grew weak and died of old age. The tiger striped cat cried a million times, and then he died too. Except this time, he didn’t come back to life."
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
''Beni uyuşturacaklar anlamıyor musun?''
Dakikaların benden gayrı ilerlediği vakitlerdeyiz tekrardan sevgili dostlarım. Tekrardan diyorum, çünkü siz bu cümleyi çok iyi biliyorsunuz. Fakat bu gece sizlerle paylaşacağım hikayeyi daha önce hiç duymadınız. Hatta ben bile duymadım. O yüzden kulak verin parmaklarıma. Yakın sigaralarınızı. Yukarı da -her zamanki gibi- paylaştığım şarkıyı açın yahut halihazırda dinlediğiniz müziği başa sarın. Toplanın dostlarım. Bu gece sizlerle, taşranın metropol havasına büründürdüğü apartmanlardan birinde, 7 numaralı dairede geçen bir hadiseyi dinleyeceğim.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Nefes al burnundan.
Bir - ki.
Şimdi ver ağzından.
Birkaç defa daha tekrarla şimdi.
Nefes almayı öğrenmem gerek. İnsanlar gibi. Çünkü yarın büyük gün. Oysa nefes alıp vermeyi bir iş haline getirmiş bir insanın yorulmaması nasıl beklenir?
Kendi başıma beceremeyeceğim sanırım. Bu işi iyi yapabilenlere, nefes alıp vermeyi sevenlere sormak gerek.
''Alo X''
''Efendim?''
''Ya ben sana şeyi sorucam, nefesi aldıktan sonra kaç saniye bekliyorsunuz?''
''Nasıl yani?''
Gülünecek bir şey bulmadığım zamanlarda insanların gülmesi ve herkesin hüzün dolu bakışlarla bana baktığı sırada tutan gülme krizlerim skolastik biçimde orantılı.
''Yani nefes işi. Nasıl yapıyorsunuz?''
''Kafa mısın sen yine ya?''
İnsanların kafa olmadığımda beni kafa sanması ve herkesin kafa olduğu zamanlarda en ayık olanın ben olmam da... Anladınız işte.. Orantılı.
Bana benim kadar deli fakat benden daha hırslı olup, kendini sentezleyebilmiş biri gerek.
''Ne zaman yalnız kalsan eski sevgililerini düşünüyorsun..''
Bunun yalnızlıkla bir alakası yok Dorothy. Öğrenmem gerek sadece. Biliyorsun, yarın belki seninle tanışırım. Ufakta bir ihtimal olsa, dışarı çıktığımda çarpışmamız, elime yüzüme bulaştırmak istemiyorum.
''Ne yapacaksın yani? Benimle iyi tanışabilmek, bende iyi bir izlenim bırakabilmek için sürekli eski sevgililerine mi döneceksin?''
Dönmeyeceğim. Soru soracağım sadece. Bir tanecik. Hem bak o başka birine aşık, diğeriyle zaten iyi anlaşıyoruz, şuna da yazsam cevap verir garipsemez beni. Bu falanda var da, bunlarla pek haşır neşir olmak istemiyorum. Biliyorsun..
''Senin bir cümlen bile, yanlış zamana denk gelirse, neler yapabileceğini biliyorsun. Sanki sürekli senin etrafında dönüyormuş gibi dünya, sadece senin soruların varmış gibi cevap arayan. Birkaç kadın meselesi değil bu, koskoca kainatı boşvermişsin gibi davranıyorsun.''
Ama öğrenmem gerek. Ya senin yanında bir pot kırarsam, nefes alış verişlerim hızlanırsa senin yanında? Ya peki, beraber uzandığımızda bir yere, başını kalbime koyduğunda kalp atışımdan ürkersen. Gürültüsünden fısıldayamazsak..
''Bunları bu kadar düşünüyorsun, önce ağrı kesicileri bırakmalısın.. Hayır, beni dinlemeyeceksin bile. Ama şunu istiyorum senden. Ya bir gün eski sevgililerin sana yüz vermeyi bırakırsa? Konuşmazlarsa. Yeni eski sevgililer mi bulacaksın kendine? İnsanlarla sevgili olduktan sonra, ayrılmayı mı bekleyeceksin? Arkadaşın kalmadı! Anla artık.''
Bak şu kitapları aldım, düşünürlere göre şehirlerin sosyolojik ve psikolojik analizlerini yapıyor. Belki hoşuna gider, ortak yönümüz olur, çay içerken yaptığımız samimiyetsiz sohbete konu olur. Ne dersin, sence beğenir misin?
''Beni cidden dinlemiyorsun değil mi?''
Hey! Geri gel. Daha saçlarımı üçe vurup vurmamam hakkında konuşacağız. Neyse. Saat geç oldu. Her şey gibi.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder